top of page

 

 

 

Kitabın Adı: Son Kamelya – The Last Camellia

Yazarı: Sarah Jio

Yayınevi: Arkadya Yayınları

Baskısı: 4. Baskı Haziran 2014

Sayfa Sayısı: 345 (Yazarın sizler için kitabın sonunda

bir sürprizi var :)

Kitabın Konusu: Farklı tarihlerde (1940’lı yıllar –

2000’li yıllar) aynı mekânda  geçen olayların farklı iki

kadın üzerindeki etkisi anlatılıyor.

 

Özet yazmaktan hiçbir zaman hoşlanmadığım için bir kitabı inceledikten sonra kısaca tanıtmayı detaylı bir özete tercih ediyorum. Genelde özetsiz kitap incelemeleri yapılmıyor fakat özet yazmamak şahsi seçimim başlarken bunu belirtmekte fayda var :) 

 

“İnsan çoğu şeyle mücadele edebilir, ama seveceği kişiye asla kendi karar veremez. Kalbin seçtiği kişiyi, istese de değiştiremez.”

 

Kitabın kapağını kaldırdığınızda bu satırlar sizi selamlıyor, itiraf etmeliyim ki ilk okuduğum andan beri etkisindeyim bu sözlerin.  Biraz üzerinde düşündüğünüzde siz de kendi üzerindeki etkisini eminim hissedeceksinizdir.

 

Victoria çiçek diline göre, kamelya çiçeğinin anlamı; “Kaderim senin ellerinde…”

 

Son Kamelya’yı okuyana kadar Kamelya çiçeklerinin muhteşem dünyasına merak salacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.  Ama yazar o Middlebury Pembesi  ve diğer kamelyaları o kadar iyi betimlemiş ki kitabı okurken kokusunu odamda hissettim… Eminim bir gün bahçeli bir evim olursa odalarını kamelya kokuları dolduracak…

Olaylar sıkmadan akıcı bir dille anlatılmış. Kurgu iki farklı tarihteki kadın üzerinden hareket ettiği için bir bölüm 1940’lardaki Flora’yı kucaklarken diğer bölüm 2000’lerin Addison’unu kucaklıyor. Ve romanın sonlarına doğru bu iki kadının kaderi tamamen kesişiyor. Kitabın başında ettiğim tahminler sonuna geldiğim zaman beni haklı çıkarmadı ve belki de bu sebepten kitabı biraz daha fazla sevdim. Olumsuz yönde şöyle bir eleştiri yapabilirim; eğer edebi değeri yüksek bir kitap arıyorsanız bu kitap size göre değil, edebiyatın görkemli cümlelerinden oldukça uzak, benim, çayın yanına en çok yakıştırdığım kendi tabirimle "keyif kitapları" olarak adlandırdığım seriden.

 

Flora’nın masumiyeti  ve onu çiçek hırsızlığı şebekesine sokarak hayatını tamamen değiştirecek olan Bay Price, Addison’un eşi Rex’e olan aşkı ve geçmişine olan korkusu, olayların hayat bulduğu Livingston Köşkü’nün sahibi; katı yürekli görünen ama sırılsıklam aşık Lord Livingston, sır gibi köşkte ardı ardına ölen kadınlar ve gösterişli çiçeklerin gizemli kadını, Lord Livingston’un büyük aşkı  Leydi Anna. Annelerini kaybettikten sonra baba sevgisine muhtaç Livingston Köşkü çocukları, köşkün baş hizmetlisi, kendini her daim köşkün koruyucusu olarak gören sert kadın Bayan Dilloway ve köşkün diğer çalışanları ile tatlı bir keşfe hazırsanız; sırlarla dolu Livingston Köşkü’nün kapıları Sarah Jio tarafından bu kez okurlara açılıyor…

 

Yazar hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz; http://www.sarahjio.com/

 

  • Wix Facebook page

© 2014 Web Sitedeki tüm içerikler ve paylasımların hakları Rukiye Eroğlu'na aittir.

bottom of page